6 Eylül 2015 Pazar

sezgi


Mantıksal soruların yuvarlanmış bilgeliğinde yer değiştiriyordu bilyeler. Çiçek desenli öyküler sunan kitaplar çalakalem yazıların başköşesine gelip oturdular şimdi… Hızla geçilmeye çalışılan tümsekler, ardında yeni filizlenişleri getirir. Yoğruluyor imgelerim. Günü özetleyen birkaç kelime,  konuşulmadan geçirilen günleri bağrına basar. Palmiye yaprakları güneşe karşı dururken mistik esinlenmelerin gölgesi vurur yüzlere. Lotus çiçeğinin dengesindedir benimsediğim sancılarım. Semboller bir inancın en  belirgin yerinde duruyor. Sembollere göre şekillenen duruşlar.. Bir mecusinin öldüğünde bedeninin vahşi hayvanlara yem edilmesi gibi alacalanıyor günlerin beklentisizliği. Her geçen gün renkleniyor beklentisizlik. Her gün yeni bir renkle sızıyor odama. Yaktığım mumlarla beraber çoğalır yüzlerdeki eriyişler. Eriyen yüzler… Biraz da bedenleri uzak tutar her kanıksayıştan. Bir annenin kızına ‘ yüzün eridi, gözlerin morardı’ deyişi kadar yüzlere çarpar soluksuzluklar. Soluksuz kalıyor devinen izleklerim, duraksıyor kelimelerim, gözlerim kanamıyor artık.
Tel örgüler çiziyor kalemim. Ketum bir anımsayış. Karelerden oluşmuş basamaklar. Kapının ardında bekleyen yüz. Kapı aralayışlar yüzünü döküyor gülümseyen bebeklerin ellerine. Sahici kelimelerin ,gizli sunaklara bir taş ekleyip duvarları örmeye başlaması çok zaman önceydi oysa.Gece, devasa güzelliğiyle kapımda. Ellerini uzattı karabasanlardan uzak her bir uykuya. Yitiriliş yok şimdi dirik bir var oluş var sezgilerimin doğrulandığı bu yerde.

5 yorum:

  1. Sezgilerimiz bizi çoğu kez gerçekle buluşturur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gerçek ve sezgiler iç içedir çoğu zaman ...

      Sil
  2. Zamana direnen bir balığın resmiyle alıp götürdü yine mısraların...

    YanıtlaSil

.

Ad

E-posta *

Mesaj *