‘’ …
O oyunlar ki ..
Çocukluğunun uçan dev
sanrılarıydı . Aşıklar ak gezegenden çörekler getirirdi sana . Sen de gülerek
kabul edip yerdin . Sonra şarkılar söylerlerdi . Zamanın uçuk kutusundan
çıkarıp gitarlarını … Hüzün bir dostluk sembolüydü . Doğurgan ve bağlayıcı . Destansı masallar süslerdi topal akşamları … Sihirli ve masum okaliptüsler
açardı ağzımızın yabanıl ormanında . Gökyüzüne döndüğümüzde yüzümüzü görürdük
ve uyardık zamana biz de . Bu, düş yolculuğumuzun resmiydi . Unutkanlıklarsa
,umutsuzlukların yol açtığı silik alevlerdi .
Sen, cenneti düşsel bir bekleyişin küresinde sana gelmesi, gökte kayan
bir yıldızın yeryüzüne düşmesi kadar kısacık olan üç boyutlu bir zamanın
geçidinde parıldayan bir düş parçası
gibi gördün . Hepsi de senin zamanına yetişmesi gereken ölümsüz imgelerdi ..’’-s.v.s.ş.-
anladık ki oyunlar boyalar demekmiş..da da daaa..
YanıtlaSilboyadıkça bütün evcilikler sevinirmiş:)
Silişte bunu kıskandım ama.
YanıtlaSil:)
neden kıskandın ama:))
Silgüzel yazılmış.
YanıtlaSilneden böle anlatmadım ki diyeee ben deee.
:)
:)
Silben de kıskandııım için paylaştım ki:D
sen blog mu değiştirdin kuzu? bi dakka, toplanıp gelcem sonra :)
YanıtlaSilsayılır canım.
Silhadi toplanıp da gel:)
bugün yazdığım dans la maison adlı edebiyat filmini sakın kaçırmaaaa.
YanıtlaSil:)
kaçırmam deeppp:))
Silne guzel bu yazı 3 kez okudum ve kayan yıldızları yakalamak ıstedım
YanıtlaSilkayan yıldızları yakalayabilme düşüncesine ulaşmak ne güzel...
Silçok lirik yazmışsın,imgeler filan...Çizesim geldi yazdıklarını. De, sondaki o harfler ne bakiim? :)
YanıtlaSilyazan kişinin kısaltılmış adı:)
YanıtlaSil