Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz
orada yaşamasanız da içiniz de yaşar…
‘’ Leyla’nın ayakları yeniden ağırlaştı, zemine demirledi;
bütün kanı ansızın oraya birikmişti sanki. Ama aklı uzaklardaydı , özgür ve
çevik, son hızla yol alan bir füze gibi Kabil’den çıkıyor, kahverengi, sarp
kayalıkların , adaçayı öbekleriyle bezeli çölün üstünden, sivri uçlu kırmızı
kayalı vadilerden, zirvesi karlı dağların üstünden geçiyor..’’ -s.212.-
‘’ hep kuzeyi gösteren bir pusula ibresi gibi bir erkeğin
suçlayan parmağı da mutlaka bir kadını işaret eder. Her zaman. Bunu aklından
çıkarma, Meryem.’’ -s.374-
‘’ Leyla, yaşamının çürümüş bir ip olduğunu düşündü; kopan,
sökülen, lif lif ayrılan, dökülen bir sicim.’’-s.184-
Bende okudum bu kitabi. Çok üzüldüm. "Bir erkeğin suçlayan parmagi hep bir kadini gösterir" maalesef ne kadar da doğru.
YanıtlaSiletkileyici bir kitaptı evet..
SilMutlaka okumam gerekliliğini hissettirdin! Teşkürler şekerim
YanıtlaSilrica ederim.
SilEn sevdiğim kitaplardan biri. Bence harika bir yazar.
YanıtlaSilkatılıyorum..
SilAfganistan'ın yaşantısının zorluğunu, kadının hiç adı olmadığını anlatan güzel ama hüzünlü bir roman. Kitabı okuyunca yaşantımız için ne kadar mutlu olsak az diye düşünüyoruz. Sonra da benim ülkemde de çoğu insanın hala böyle düşündüğünü, kadını böyle gördüğünü hatırlayınca kadın olmak (aslında muhteşem bir şey olmasına rağmen) çok zor diyorsunuz.
YanıtlaSilSevgiyle kalın.
bülbülünyeri
kadın olmak evet gerçekten zor.
Silyazılan her bir cümleden malesef kanayışlar dile geliyor.
sevgiler.
çok etkilendiğim bir kitaptı :)
YanıtlaSilaynen mavim
YanıtlaSil