...
Kim tutabilir ki ateşi elinde
Karla kaplı Kafkasları düşünerek;
Ya da açlığını bastırabilir
Gözlerinin önünde bir şölen canlandırarak;
Ya da çırılçıplak yuvarlanabilir
Aralık karında yaz sıcağını düşleyerek..
..
O zaman insandın asıl,
Yapmaya yüreğin olduğu zaman.
Daha ileri git şimdi
Daha fazla insan olmak istiyorsan..
-W,Shakespeare-
‘’küçücük bir evren düşer toprağa
iplik iplik çürür gibi et,yüzü taşa sarkar,eli tuza.
büyük bir bomba düşer suya
iplik iplik çözülür yumak,başı göğe değer ayağı yere.’’
Aydınlanmanın nesnel
eğilimi,imgelerin insanlar üzerindeki egemenliğine son vermekti;ama bu nesnel
eğilim öznel karşılığını bulamadı:Aydınlanmış düşünce imgelerden kurtulma
yönünde ilerlemiyordu.İmgelere saldırı,metafizik İdea’dan sonra,bir zamanlar rasyonel
sayılan ve düşüncenin gerçek bir çabayla ulaştığı kavramları da karşı durulmaz
bir zorunlulukla tasfiye etmekler birlikte,Aydınlanma tarafından ortaya salınan
ve düşünmeye karşı bağışıklık kazanan düşüncenin kendisi şimdi ikincil bir
figüratiflik ediniyor-ama imgelerden veya kendiliğindenlikten yoksun bir
figüratiflik.İnsanların birbirleriyle ve eşyayla ilişkilerinin artık iyiden
iyiye soyutlaştığı bir ortamda,soyutlama yeteneği silinip gidiyor.Şema ve
sınıflandırmaların kapsadıkları verilere yabancılaşması ve işlenen malzemenin
bireysel deneyime sığdırılamayan akıl almaz hacmi,bilginin aşılmış sanılan
duyusal göstergelere sürekli geri çevirisini zorunlu kılıyor.
İstatistikleri baştan
sona kaplayan o hiyeroglif benzeri küçük insan veya ev şekilleri,sadece sunumu
kolaylaştıran rastlantısal yardımcı öğeler olarak görünebilir her tekil
durumda.Ama sayısız reklamı,gazete şablonu ve oyuncak figürünü o kadar
andırıyor olmaları rastlantı değildir.Temsil,bunlarda,temsil edilene üstün geliyordur.Gözü dolduran,basitleştirici
ve dolayısıyla sahte kavranabilirlikleri,düşünsel süreçlerin kendi
anlaşmazlıklarını desteklemektedir;şekillerin sahteliği de düşüncesiz ve kör
kapsayıcılıkları bu anlaşmazlıktan ayrı tutulamaz.Her yerde her zaman var olan imgeler aslında imge değildir;çünkü
genel,ortalama ve standart modeli benzersiz ya da özel bir şey gibi sunmakta ve
böylece onu alaya almaktadır.
Tikelin tasfiyesinin kendisi de sinsi bir hileyle tikel bir şeye
dönüştürülüyordur.Tikellik isteği henüz gereksinim aşamasındayken tortulanmaya
uğramıştır ve şimdi kitle kültürü tarafından çizgi bant modeline uygun olarak
her yerde yeniden üretilmektedir.
Sorun,insanların
kendilerine kısaltılmış biçimde gösterilmeyen ve zihinlerine kazınmayan şeyleri
hayal edememelerinden ibaret değildir.Eskiden zihin özgürlüğünün olgulara
çarpma ve onları infilak ettirme yolu olan nükte bile illüstrasyonların bir
parçasıdır şimdi.Dergileri dolduran resimli nüktelerin çoğu amaçsız ve
anlamsızdır.Gözü değinilen durumla yarışmaya davet etmekten başka işlevleri
yoktur.Bu türün sayısız örneğiyle karşılaşmış olan kişinin’’olup
biteni’’,durumun kendi içindeki anlamlılık anlarının açılımından daha büyük bir
hızla kavraması beklenmektedir.Böyle resimlerle sahneye konulan ve sonra da
dersini iyi öğrenmiş izleyici tarafından durumun bir anda tartılması ve
eşyanın içsiz egemenliğine dirençsizce boyun eğilmesiyle yeniden sahnelenen
şey,her türlü anlamın gereksiz yük olarak bir yana atılmasıdır.Zamanımızın nüktesi,amaçlılığın
intiharıdır.Bunu en gevrek anlatabilen kişi kendi gaddarlık hesapları da hayli
kabarık olan bir kahkahacılar
kolektifine kabule dilmekle ödüllendirilir.Böyle nükteleri düşünerek anlamaya
çabalayan kişiyse.olayların dörtnala temposunun gerisine düşer çaresizce:En
basit karikatürde bile tıpkı çizgi filmlerin sonu gibi çılgın bir hızla olup
bitiyordur her şey.Gerileyici ilerleme karşısında akılılık da aptallığa dönüşüyor.
Düşünceye kalan tek
kavrayış,kavranmaz olan karşısında duyulan dehşettir.Bir diş macunu güzelinin
gülümseyen afişiyle karşılaşan düşünceli kişi , kızın parlayan dişlerinde nasıl
işkencenin sırıtışını görüyorsa,her nüktede,hatta her resimli sunumda da
öznenin ölüm fermanını okuyacaktır-öznel
aklın evrensel zaferiyle kesinleşen bir ferman.-s.145-146-minima moralia-
Bu toplum bundan böyle yalnızca kesin olmayan,aydınlatılması mümkün olmayan olaylar yaratmaktadır.Eskiden bir olay gerçekleşmek için vardı,günümüzde ise gerçekleştirilmesi tasarlanan şeydir.Yani olay artık medyatik biçimlerin travestisi gibi sanal bir yapay ürün olarak ortaya çıkıyor.
YanıtlaSilhımmm bak andre gorz, ivan illich, jean baudrillard gilan var bu konulara iyi eğilen.
YanıtlaSil:)
hımm:)
Siliplikli şiir kimin?
YanıtlaSilhatırlamıyorum bir yerlerde okumuştum:)
SilAlıntıların her biri uzun uzadıya düşünmek için yazılmış, kim neresinden tutarsa kendine bir pay çıkarabilir. Payımı aldım teşekkürümü bir borç bilirim, ellerine sağlık :)
YanıtlaSilpay çıkarabildiysen ne güzel!:)
SilYine edebiyat paramparça ceren, her bir cümle kendi başka cümlesini doğuruyor. Keyifle okudum...
YanıtlaSilElsaaa özledimm:)
YanıtlaSilW,Shakespeare zamanında yaşayıp onunla tanışmak isterdim.
YanıtlaSilakıcı edebiyatı her zaman severim.
Gelişlerini sevdiğim:)
YanıtlaSilAteşi elinde tutan, sadece gerçek acıyı yaşayan..
YanıtlaSilSevgilerimle
:)
trois roses blanches
YanıtlaSilmon jardin
grand matin
je alle
fransızca dersi var yukarda headerda.
oui oui.
:)