17 Şubat 2014 Pazartesi

Öylesine..




Günlerden yok oluş ve bekleyiş.. çarmıha gerilen her bir düş zehirli meyveler sunan bir ağaca dönüşür. Efsane budur ya tanrılar gülümser en kıvrak gülüşleriyle dile gelirler… Günlerin hengamesinde asılı kalan serzenişlerimiz muğlak günbatımlarında yeniden doğar. Hınca hınç meydanlarda yer edinemez de sürgünlere doğru yol alır. Güneşin doyuramayan ışınları sevgilerimize yetemedi. Kapalı gölgelerin arkasına sığınan , yarım kalan düşler düşünsel bir ilmin kara mührü olarak tarihe geçmiştir artık. Tüketilen, tükenen ve hiç doyurulamayan ürkek bakışlı çocuklara el uzatıyor şimdi anılarımdan gelen sanrılarım. Boş bir odada yeşermeye çalışmıştı. Tüm iz’ lerden uzak bahçeler bizi bekliyordu oysa. Bir bekleyişin bomboşluğu sarar ruhların en kof hallerini…

.

Ad

E-posta *

Mesaj *