Ömrümün en güzel yılları metrobüste Candy Crush oynayarak
geçti(!) Rekor üstüne rekor kırdım, hasretinden iPad’ ler eskittim. Ayvansaray
durağnda hiç inmedim. Beylikdüzü durağında hep indim.İşe gidip gelmek işin
bahanesi. Aslında hep duruyorum sanki durmuş seni bekliyorum. Hadi onu da geçtim, ev gibi
döşenmiş bir Kadıköy kafesinde kırk beş dakika kadar oturmayı seninle. Daha çok
bekleyeceğim gibi. Durduğum yerde huzursuzum. Kafamın bir köşesinde buzullar eriyor
gibi. Sürekli. Sonra bir gün pat diye gittin. Berlin’e. İş için. Temelli. Şaka
gibi. Hatta fıkra gibi. Temel’ li. Almanca öğreneyim dedim, yarım kaldı. Sanki
Almanca bilirsem tatil için senin oralara gidersem, buluşup bir yerde kahve
veya bira söylersek sipariş verilirken altta kalmayayım diye. Ya da yine
buralarda bile olsam, sanki sana biraz yakın olurum diye.
Ömrümün en güzel yılları metrobüste Candy Crush oynayarak
geçti. Cevizlibağ durağında hiç inmedim. Beylikdüzü durağında hep indim. Şu anda
mesela Cevizlibağ ile Merter arasında ilerlerken, Berlin’e yaklaşıyor muyum,
Berlin’den uzaklaşıyor muyum? Az da olsa. Lan yoksa kafayı mı sıyırıyorum? Az
da olsa. Ölmüş olsan mı daha çok üzülürdüm, yoksa böyle kanlı canlı uzaklarda
olman mı daha fena? Bu ne biçim bir soru. Bu ne pis bir düşünce? Bu nasıl bir
sevgi anlayışı? Ben kötü bir insan mıyım ? Galiba öyleyim. Sanki ölseydin daha
temiz olurdu. Pat diye. Karşıdan karşıya geçerken kedi gibi ezilseydin, saçma
sapan bir kavgaya bulaşıp kan kaybından gitseydin,halı saha maçında kalp krizi geçirseydin, uçağın
düşüverseydi nedeni anlaşılamayan bir arızadan dolayı ya da yolculuk ettiğin
otobüs şarampole yuvarlansaydı yağmurlu bir gece vakti. Tövbe estağfurullah.
Kafamın bir köşesinde buzullar eriyor sürekli başım ağrıyor sanki.
Ömrümün en güzel yıları metrobüste Candy Crush oynayarak
geçti. Yenibosna durağında hiç inmedim. Beylikdüzü durağında indim hep. Her şey
yarım kalmış gibi. Geleceğimin seninle birlikte kurulan hayali kısmı… Eski Türk
filmlerinde fotoğrafın yarısını caart diye yırtıp eski sevgiliyi fırlatıp
atarlar ya. Öyle bir şey işte. Fotoğraf ya tam ya da hiç yok. Kadar kolay yırtamazsın. Yarım bir fotoğraf
olarak yaşayamazsın. Bir rüyanın tam ortasında uyandırılmış gibi. Uyuşmuş
gözlerle. Her şey yarım kalmış gibi. Almanca da yarım kaldı zaten. Derdimi
anlatacak kadar bile öğrenemedim. Gerçi Türkçe ne kadar anlatabilirim derdimi
bilemiyorum. Derdimi çok iyi biliyorum da, hiç iyi anlatamıyorum. Kendi
kendimeyken çok güzel anlatıyorum da. Oturup biriyle konuşayım dediğimde olmuyor.
Aklmdakinin onda biri, içimdekinin yüzde biri ancak dile geliyor. Gerisi içimde
kalıyor. Kendinden de sıkılıyor bir süre sonra insan. İyi anlamak yetmiyor
bazen.
Ömrümün en güzel yılları metrobüste Candy Crush oynayarak
geçti. Perpa durağında hiç inmedim Beylikdüzü durağında indim hep. Aklmda sen,
karşımda rengarenk şekerler, kulaklıkta Ahmet Kaya. Hepsi birbirine karışmış.
Başım belada. Benim dışımda herkes yolcu. Ellerinde o acayip gazeteler. Yüzlerinde
o tuhaf ifadeler. Birilerine yer verenler. Birbirlerine yer vermeyenler. Birbirlerinin yerine geçenler.
Hepsi ilerliyor; ben aralarında duruyorum sanki korkuluk gibi. Sen nasılgidip
geliyorsun işe? Facebook’a bakılırsa bisikletle. Ben en son ne zaman bindim
bisiklete? Valla hatırlamıyorum. Dört tekerlekliden iki tekerlekliye geçtiğim
andaki heyecanı hatırlıyor gibiyim sadece. Kanal değiştirirken görülen bir
filmden , öylesine bir sahne gibi.. Geride kalan babam, bulanık bir gururla..Korkuluk
gibi. Gerisi yok. Aramızda kaç saat var? Bir sat diyebiliyorum. Orada daha mı
erken, daha mı geç? Pardon orada saatiniz kaç acaba?
Ömrümün en güzel yılları metrobüste Candy Crush oynayarak
geçti. Edirnekapı durağında hiç inmedim. Beylikdüzü durağında hep indim. İlk
duraksa Zincirlikuyu. Son durak da öyle… Arada kaç durak var? Aramızda kaç
durak var? Doğu’ya giden gemide Batı’ya koşan insanlar mıyız? Beylikdüzü’ne giden metrobüste Berlin’i
düşünen… Düşündükçe kafasının bir köşesinde sanki buzullar eriyen. Artık sona
yaklaşıyoruz. Sen geride kaldın gibi. Dünyada hayat olduğu zamanlarda. ..
Geriye dönüp bakmyorum artık. Geriye dönüp yatıyorum. İçim sıkıldı mı kıvrılıp
uyuyorum. İşyerinde bile. Sürekli içim sıkılıyor. Beylikdüzü’ nün en kasvetli
derinliklerinde. Bu yeni huyumla dedikodulara nasıl malzeme olduğumu biliyorum.
Cümlesi cümlesine. Ne düşünürlerse düşünsünler, ben onları düşünmüyorum. Seni
de düşünmüyorum lan artık. Öldün farz ediyorum. Ölsen daha kolay olurdu tabii.
Hayal gücüm yettiği kadar ölü sayıyorum seni. Gücüne gitmesin.
Ömrümün en güzel
yılları metrobüste Candy Crush ynayarak geçti. Allah senin belanı versin.