Kitabın Adı:AZ
Yazar:Hakan Günday
Sayfa:355
Yayın:Doğan Kitap
‘bu sokakta da bir iki
küçük mezarlık olsaydı,her gün işimize giderken ölülerle selamlaşsaydık.’
‘nereden bilebilirdi insanoğlu varlığının sonuçlarını?
hepsinin yanıtı da aynıydı:hiçbir yerden...
belki de bu sayede hayat devam ediyordu.kimse,neye’neden
olduğunu’önceden bilemediği için..çünkü her davranışının zaman içindeki bütün
sonuçlarına önceden tanıklık eden kişinin ilk tepkisi,büyük ihtimalle,durmak
olurdu.durmak ve durdurmak.dehşet içinde.hareket etme korkusundan kalbi durana
kadar.çünkü her hareketin nihai sonucu acıydı ve belki de insanoğlu bunu bilse
hiç doğmazdı.belki de daha kötüsü bütün bunları bilse de doğmaya devam
ederdi.ne de olsa insandı ve doğası gereği arsızdı.doğmak için her şeyi
yapardı.gerekirse karnından çıktığı annesinin leşini doğumhanede bırakır,hatta
dünyaya ikizine yapışık bile gelir ama yine de doğardı..’-s.305-
11 yaşında bir tarikat şeyhinin oğluyla evlendirilen korucu
kızı Derda ile hapisteki bir gaspçının aynı yaştaki oğlu’mezarlık
çocuğu’Derda’nın mezarlıkta kesişen hayatlarının,bu iki çocuğun kırk yıl
boyunca her tür şiddetle yontulup birbirlerine hazırlanışlarının hikayesi.Çocuk
şiddeti,hayatın,aşkın,hırsın şiddeti A’dan Z’ye,dilin ve yazının şiddetiyle bir
roman..
‘seni az seviyorum’dedi Derda.
‘ben daha az’dedi Derda.
Bir daha da konuşmadılar..-s.354-
okurken olayları bazen birbiriyle bağdaştırmakta zorlansam
da akıcı bir kitap.şiddetin her türünden biraz biraz anlatılırken o cümleleri
hızlıca okumaya çalışsam da gerçeğin yüzüyle karşılaşmanın verdiği bir ruh
haline büründüm.olaylar bir kahramanın üzerinden anlatılmaya çalışılsa da çok
fazla isim kalabalığı vardı.karmaşık bir ruh haline ister istemez giriyorsunuz.beklemediğim
tesadüfler ve sürpriz karşılaşmalar belki de en ilgi çekici yanı.okurken sadece
bir yerinde hafifçe gülümsediğimi fark ettim o da kitabın sonunda oldu.
Güzel bir kitap özellikle son fotoğraf çok şey anlatıyor. Kelimelerle bu denli dans edenler çok az gerçekten. Özellikle son zamanlarda birini kaybettim mesela. O da blog dünyasındaydı. Aslında aklımda biri var ama neden diyorum kendime. Niye böyle bir şey yapsın. Çok güzel yazıyordu. Onu okumaktan kendim yazmak istemiyordum düşün gerek yoktu çünkü. Ama birden gitti. Yazmayı bırakmamalıyız. Anlayacağın Asmin, yazmak ruhun içimizdeki kurtuluşudur. Gürültülü bir sessizlik içinde zor olsa da hem de.
YanıtlaSilSon kısım çok hoşmuş gerçekten,beğendim
YanıtlaSilen üstteki header çok güzel
YanıtlaSil