Uyuşturulmuş sanrılarını örtbas ediyordu adam yarım kalmış
bardaklarını toplarken salaş masadan. Saçlarına düşen her beyazdan karalar
giydiriyordu ürkek bakışlarına .. Kırgın zamanlarını yediriyordu en vahşi
canlıya. Bu canlı yedikçe doymuyordu. Ki bitmiyordu bu zamanlar. Günlerin
kayganlığına hapsettiği istemlerini gönderiyordu adsız gömülere. Çamura
bulandıkça ayakları , batıyordu adam . Battıkça yenileniyordu tüm heybetiyle.
Ayyuka çıkaramadığı gözleyişleri göz kırpıyordu naçar resimlerinden.
Adam yürüdü, görüldü. Yeni yerlerde izler bıraktı.
Karanlığın karartamadığı düşlerinin ardından yürümeye dahi korkuyordu. Öyle ki
kendi cüssesinden korkmaya başladı adam . Adam … Yanılsayan her bir düşlemin
edilgen öznesi… Adam … Nabzını yokladığı tüm anıları her an karşısına
dikiliyordu şimdi. Kaçtıkça boğuluyordu zamanın en yitik hücresinde ..
zormuş hayatı adamın.
YanıtlaSilonun yerinde olmak istemem.
:)
olma zaten deep:)
Silhey adamım soğuk bir duş iyi gelir
YanıtlaSilbak ciddiyim bunu yap
kaldırımların altındaki kumsalları görürsün
:)
iyi fikir:)
SilElsa bize gel:)
YanıtlaSil