25 Aralık 2014 Perşembe

toprak...





Güneşin aydınlattığı her hüzme yeni taşlar doğurur. Doğrulan her taş yüreğimin en ince köşesinde yer bulur kanatır, kanatır … Çizikler oluşturur amansızca yüreğim çizilmiştir artık… Hiçbir merhem sürülemez o çiziklere. Naif bir kelebek gelir baş ucumda gezinir o esnada. Çizildikçe evrilirim adeta… Yeşilimsi bir tarla kenarında otururken bir başıma toprağı avuçlarıma alıp hissetmeye çalıştım.  Doyuma ulaşana kadar baktım sessizliğin sesini dinledim.. Beni avutan sesler bir gölgeden ibaretken gölgeleri de silindi güpegündüzken ortalık. Harabeye dönmüş kulübenin önünde benim için bir sandalye konulmuştu oturup düşünmem için sunulmuş bir armağandı belki de ben hayıflanırken içimden. Gözlerim güneşle buluştu güneş esrarengiz rengiyle eşlik etti bana kapalı duran demir kapı, güneş, toprak ve ben…

Zamanaşımına uğrayan histerik anlar boğulur kırılmaktan aşınmış yüreklerde. Anlamsız serüvenler karşı konulmaz bir mekanda yeniden yer ediniyor. Bir tutam mutluluk ‘ unutulmuşluğun’ gölgesinde var edemez kendini. ‘ Mutluluk’ sanılan hep yarım kalmıştır çünkü. Tepkisel dönüşümlerin edimsel karşılığı yoktu kuramlarda. Kuramlar kendini yalanlamaya başladı.

Rengi değişen yıpranmış sayfalar gibi günler.  Artık konuşmayı  dahi fazla gördüklerimizle çürüyoruz aslında. Çürüyen, kaybolan imgeler… Cümlelerimi tamamlayamıyorum artık. Onlar da tıpkı yarım bırakılan bizler gibi. Yarım bırakılan ve loş odalara hapsedilen. Kıyımlar geçiyor hüzünden rengini değiştiren gözlerimin içinden. Bir ses, bir çığlık… Belki de hep var olan suskunluk, sessizlik.. Konuşamamayı öğreten sessizlik…  Zamanın despotça kanıksattığı sessizlikler!...


Mürekkebi bitsin istiyorum artık kalemimin. Kalemim tanıktır bende yitip gidenlere… Dile gelmekten yorulan dakikalara…..

''- Kalemim en büyük totemimdi-''

4 yorum:

  1. Belki de daha fazlayız her şeyden. Belki de daha da önemliydi kelimelerimizdeki dile geliş. Kalemimiz sonsuzluğumuzdur, Ceren. Yani ne şimdiyiz ne de sonra her şeyden fazlayız çoğu kez düşünebildiğimiz müddetçe.

    YanıtlaSil
  2. Konuşamamayı öğreten sessizlik... Ne derin...

    YanıtlaSil

.

Ad

E-posta *

Mesaj *