Uzaktan gelen tanıdık bir şarkıdır gecelerin bilinen bekleyişleri. Yağmur hızlandıkça yavaşlarmış antik kentlerde yaşananlar. Sonra
bulutlar konuşmaya başlarmış unutulan bir baba ile… Esmer yüzündeki derin
çizgilere yenilerini ekler her gün doğumunda günü nasıl bitireceğini düşünen
babam. Uzaktakiler görmez o derin çizgileri. Ben ve duvarlarıma tanık olan
annem bilir kanayışlarımızı zifiri karanlıkta. Dumanı tüten bir mahzendedir
adeta.bekler elleri kir pas içindeyken bile. Vazgeçmiştir artık içtenliği sahte
yüzlerde arayanlardan. Bilir ki hiçbir ses onaramaz artık kör sessizliği.
Yağmur yağar gece başlar…unutulmuşluğun hazin öyküsüdür babamın öyküsü. Ne dil
ne kalem tanımlayabilir aslında. Geçmişten bugüne bağrında büyüttüğü ‘ yetemeyişi’
bir adımda yok etmek isterken bilemezdi ummadığı yerden vurulacağını… O vuruluş
ki kanamaya devam eder gecenin hoyrat sessizliğinde. Annem,babam,ben,kör seslik…
İçtenliği sahte yüzlerde aramaktan vazgeçmek ....sahte yüzlere görmeyelim dostlara kucak açalım...
YanıtlaSilçok güzel içten bir anlatım olmuş ...sevgiyle kalın...
Teşekkür ederim sevgiler..
Silduygulandım.....
YanıtlaSilYaşamak bir sanat işte, kiminde komedi kiminde trajedi, dram, korku... Şahit olunanların etkisi kadarını hissedebilsek de bazı insanlar yaşamak için daha fazla nefes vermek zorunda kalıyor.
YanıtlaSil