“Deniz kıyısında bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır.
Güneş onu yakıp kavurur.
O da tanrıya yakarır keşke güneş olsaydım diye.
“Ol” der tanrı. Güneş oluverir.
Fakat bulutlar gelir örter güneşi, hükmü kalmaz.
Bulut olmak ister. “Ol” der tanrı. Bulut olur.
Rüzgâr alır götürür bulutu, rüzgârın oyuncağı olur.
Rüzgâr olmak ister bu kez. Ona da “ol” der tanrı.
Rüzgâr her yere egemen olur, fırtına olur, kasırga olur.
Her şey karşısında eğilir.
Tam keyfi yerindeyken koca bir kayaya rastlar.
Oradan eser buradan eser, kaya bana mısın demez!
Bildiniz ! Tanrı kaya olmasına da izin verir.
Dimdik ve güçlü durmaktadır artık dünyaya karşı..
Ama sırtında bir acı ile uyanır..
Bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır..”
“Kaderini sev! Belki seninki en iyisidir.”
Nietzsche, Amor Fati
En güçlü olup gücünü farklı kullanmak isteyenlere ne güzel bir ders niteliğinde...
YanıtlaSilÖnemli olan, bulunduğu durum ve konumda yapabileceğini yapmak değil midir?
Kaderimiz mi bu ülkede gericilik faşizm kadının aşağılanması
YanıtlaSilAl be elsa zaman sensin umut ister değişim ister dahası güzellik ister zaman
Nichze alman faşizminin fikir atasımıydı yoksa:)
belki de kaderini sevmek en doğrusudur..
YanıtlaSilNietzsche, çok kişilikli birisidir Elsa. Zaten onun fikirleri, söylemleri bize anlatmak istediklerinden ötededir. Hep böyle düşündüm onu her okuduğumda.
YanıtlaSil