9 Ağustos 2015 Pazar

renk

Farklı bir ses ve değişken bir yüz toparlanır sessiz gün batımlarında.  Yağmurun getirdikleri yayılır toprağın kokusuyla beraber. Terk edilmiş bir yüz, ellerini uzatır bilmediği duraklara. Kağıt kaleme sarılır gibi sarılmak istersin dostlarına. Mum ışığında duvara yansıyan gölgelerde şiirleri hissetmek, altını çizdiğin kitapları tekrardan gözden geçirmek… Gün, rüzgarları da alıp gelir boy verir fesleğenlerle birlikte.  Anlamı bilinmeyen kelimeler, pencereden gülümser güneş ışınlarıyla. Çöle karşı duruşlar ile yakılan tütsülerin dumanı tüter inceden. Ağaç yaprakları dallarını uzatır ve  ince parmaklı elleri ağırlar. Eller hiçbir zaman gurbet elden gelip sana yarenlik etmedi, etmeyecek. Şimdi duvarların gizli bölmelerinde askıya alınmış tüm cümleleri saklıyorum.

Yaz, en mağrur yüzünü gösterir kendi köşesine çekilmiş bir annenin geriye çekilmiş hislerinde gizlidir hayatın tükenmiş kalemi. Kalem tükense de yazmaya devam eder bulutumsu gözlere. Muğlak bir hengameye doğru koşanlara adım izlerini ne kadar uğraşsa da gösteremez, oysa ne çok isterdi izlerinin duyulmasını. Sesi dahi duyulmazken nasıl olur da adımları duyulurdu ki. Sesi yüzüne yansır kendi anlattıklarını yine kendi dinlerdi en çok.

Beyaz bir tenin en olmadık yerinde beliren yaralar gibi yürekler de yara bere içindedir şimdi. Uzaktan gelen ses duymazdı bile. Alınan notlar sarımtırak sayfalara işleniyor karanlığın kendini yok ettiği saatlerde. Yalnızlığın özümsenen dakikaları deniz kabuklarına fısıldıyor gülümseyen gözleri. Alaca karanlık ve içten gelen kelimeler, bilinmeyen şarkının notalarında kanıksıyor duyumsadıklarını. Bihaberdir şimdi kelimeler  karalamalardan. Yanı başında bekleyen kitaplar gözlerini süzer planlanmış zamanlardan aşırılan dakikalara. Yosun tutan taşlar  akşam rüzgarlarında yeniler kendini. Ruhun öteki serzenişidir, rengi solmuş infazlara karşı duyumsanan. Ses yükseldikçe uzaklaşıyor sığlaşan dosyalar.


Sıralanan senaryolar , terk  edişlerimin başlangıcıdır artık.

3 yorum:

  1. belkide en güzeli şiirle anlamak seni
    hayat kısa,kuşlar uçuyor

    YanıtlaSil
  2. "dolu bir boşluğu, doldurup boşaltmak işimiz

    ölülerle, gecelerle, sümbüllerle.." m.cevdet anday

    YanıtlaSil
  3. bloğunuzu takibe aldım duygy dolu bir sayfa
    benimde bir bloğum var vaktibiz olursa beklerim http://apaydindunyam.blogspot.com.tr/
    sevgiler

    YanıtlaSil

.

Ad

E-posta *

Mesaj *