Yeni açılan defterde seni karşılayan bir not kağıdına
hızlıca yazılmış çiçek ismiyse,
küllerini un ufak etmek istersin satırlar arasında. Pencere pervazında ayaza ve
yıldızlara karşı ellerin soğuğa inat çay bardağına sarılır. O esnada sarılmak
istediğin her şey boşluktadır. Boşlukta ve belirsiz. İsimsiz ve uzak. Kan
gölüne çevrilir hayal kırıntıları. Anlamsızlık, izdüşümlerini bırakır bir
kıyıya. Tarih hangi coğrafyada nettir ki? Netlik, suskunluğun ahengindedir.
Yenilenir mi dersin her gün tekrar edilenler? Bir kadının bakışlarında gizlenir
günün ertelenişi. Kalp, ritmini geceyle yarıştırır. Zihnin odacıklarında yer
bulmaya çalışan sevimsiz duruşlar, teni kayboluşlarından ıraklaştırır mı?
Uzaklık, tanımlanamaz. Şimdi bir avcının en dikkatli anında
gölgeler çoğalıyor..
Yüksek korunumların kördüğümünde süreklilik baş gösterir.
Yeryüzündeki hiçbir nefes tanık değildir muamma sözlerin dokunaklı sitemlerine.
Geçerli olmayan saatler silinir duvarlardan. Masa ve sandalye en çok doluluğu
anlatır aslında. Ruhun bilinmez tabiatı sükunet ile yol ayrımındadır.
Halihazırdaki feryatlar yetemez, onaramaz. Göç başlar. Ağu yayılır renksiz
tenlerde zamanın kıyımlarından geçerek…
Ne hoş bir fotoğraf... :)
YanıtlaSilHer not yaşanmışlıklardan izler taşır. Ve ne çok şey anlatır değerlendirebilene...
YanıtlaSilyenilenir tabiii.. ve değişir hayat, yeter ki gün renginde düşler solmasın..:)
YanıtlaSil