3 Mayıs 2013 Cuma

Muz Sesleri



Kitabın adı:Muz Sesleri
Yazar:Ece Temelkuran
Yayın:Everest
Sayfa:359


onu ağustosta muz tarlalarına götürecektim.Muz seslerini dinleyecekti.Nasıl sevineceğini,hayret edeceğini düşündükçe..’


Ece Temelkuran,kalplerin yağmalandığı yerden anlatıyor hikayesini;Ortadoğu’dan.bizden alıp döküntülerini iade ettikleri hikayelerimizi geri almak için..acılarımızı..yağmalandıkça kapattığın kalbini aç şimdi .çünkü bu senin hikayen.sen de Ortadoğulusun..

Normal hayatımıza devam ederken bir yerlerde yüreklerin sızladığı ve her an ölümle yüz yüze kalındığına tanık oluyoruz.Sadece okuduğumuz sayfalarda duyuyoruz belki de..Satır aralarındaki yüzler çok tanıdık nedense..

‘dilini bilmediği bir yerde ağlamak fenadır.çünkü seni,senin dilinde susturacak kimse yoktur.böyle ağlayınca da kendisininkinden başka bir dilde susturulamaz insan..’-s.92-

‘nasıl ayakta kaldığımızı düşünüyorum Filipina.Belki zeytinyağında bir şey vardır,yeşil zeytinde,humusta ya da labnede,tahinde.hepsi bir araya gelince,nesiller boyu biz yurtsuzları ayakta tutan bir simya yaratıyor olmalılar.çünkü bütün bu olup bitenleri,bu kampta,Beyrut’ta gördüklerimi insanın direnme gücüyle açıklayamıyorum.kimbilir belki de ellerimizle yediğimiz içindir.bütün bir hayatı,dokunduklarımızın tamamını,birbirimizin dokunduklarını da yiyoruz ekmeğimizle beraber.belki çocuklar böylece aşılanıyorlar bu hayatta.savaşı,büyüklerin ellerinden yemeye başlıyorlar.kalaşnikofları,kum torbalarını,haşhaşı, ve korkunun terini.ellerden ekmeklere,ekmeklerden çocuklara,çocuklardan komandolara doğru akıp gidiyor bir aşı.yoksa düşünüyorum,nasıl?durmadan aşılıyoruz birbirimizi,böyle böyle dayanıyoruz biz bu savaşa.’-s.118-

‘dişi kırık bir ipekböceğinden bir kelebeğe dönüştü.yıkıntılar arasında bir hiç kimseydi artık.kaderini bir kalaşnikofla öldürmüştü.hiçkimse olmaya cesaret et Filipina.hikayeler orada başlar , dişlerinin kırıldığı yerde…’-s.94-

‘Beyrut iki savaş arasındaki o mutlak sıkıntı,aynen böyle olacak dünya.iki bomba arasındaki bekleyiş..çünkü bir kez başladığında savaş,barış sadece bir sonraki savaşı bekletir.herkesin hiç kimse olduğu ve tanrıların insanların ağızlarını kan tükürmek için kullandığı,herkesin birbirinin kurşunun kolladığı bir yok-yer.gürültüsü bitince sadece uykuya dalan bir savaş.kendini hayal eden daha hayalinin ucu kaçarken başka bir rüyaya atlayan bir kalabalık.Beyrut,birini,kendini sevmek kararı;daha başlamadan kesik süt gibi insanın eline gelen.Beyrut,biz böyle görüyoruz bu kıyıdan ,bir gün dünyayı ele geçirecek.çünkü dünya Beyrut olmak istiyor..’-s. 324-


2 yorum:

  1. dişi kırık bir ipekböceğinden bir kelebeğe dönüştü.yıkıntılar arasında bir hiç kimseydi artık.kaderini bir kalaşnikofla öldürmüştü.hiçkimse olmaya cesaret et Filipina.hikayeler orada başlar , dişlerinin kırıldığı yerde…

    en çok da bu kısım..
    Okuma listeme alıyorum şeker:)

    YanıtlaSil
  2. 'Dünya ne kadardı dedi?'

    'Mavi kadar'dedim

    YanıtlaSil

.

Ad

E-posta *

Mesaj *