‘’ Gülünç olan, bu
dünya için koşumlarını takınman.’’-Kafka-
‘ Yosun yeşili
gözlerle dünyaya bakmak nasıl bir duygu?’ diye sormak isterdim ona, o
heyecanla anlatırken başından geçenleri. İçimden sorular soruyordum ona.
Duymuyordu. İsmindeki harflerle anlamlı kelimeler türetiyordum sessizliğe
gömüldüğümüz dakikalarda. Tiramisu bize bakıyordu bir de geçmişten payını almış
kahvemiz acı acı gülümsüyordu bize. O görmüyordu. Üstesinden gelemediği
alışkanlıkları vardı. Öneriler istiyordu benden. Başa dönüp aynı önerileri
tekrar anlatıyordum. – her gün kendime
kabul ettirmeye çalıştığım önerilerim.-
Çevredeki insanlara göz ucuyla bakıp sonra tekrar bize
dönüyorduk. Aklımız masada mı yoksa evde yarım bıraktığımız düşlerimizde miydi?
İkimiz de bilmiyorduk. Yine de güzeldik dost sıcaklığımızı hissedebiliyorduk.
Yıllara meydan okuyan dostluğumuzu seviyorduk.
-Birden hava kararır
fırtına başlar. Fırtınalar hep apansız başlar zaten. Masada bıraktık
harflerimizi. İçimizdeki fırtına başını alıp gitmiştir. Ağaçlar, gölgeler,
karanlık, kurumuş toprak ve onu bekleyen ‘dönüşümlü su’..-
Evlerimize dönmek üzere ayrıldık. Eve dönmeliydik; çünkü
yarım bıraktığımız düşlerimiz bizi bekliyordu. Ertelemek zorunda kaldığımız,
elinden tutup kaldıramadığımız düşlerimiz.. Bugünden yarına ödünçtür belki de.
Günleri ziyan, zorunlulukları
olan hayatlara göz kırpıyordu karanlık yine. İntihara gebe kalan benlikler
eşlik etti gecenin alacasında bana. Onlara ‘meraklar’ ve ‘ acaba ne oldu’ lar
biriktirdim. Ama onlar duymadı. Sabah hiçbir şey olmamış gibi davranmayı
duyuruyordu bana ufaktan. ‘Seni çok merak
ettim’ cümlesi yitip gidiyordu yavaş yavaş akan bir nehrin en sığ yerinde..
Hayat ille de ‘şaşırma
artık şaşırma!’ diyor bana. Sen de duydun mu?
ben de duydum kelebeğim,
YanıtlaSilşaşırmıyorum hiç bir şeye..
dostluğunuz daim olsun :)
öpücükler
teşekkürler mavim:)
Silşaşıracak bir şey kalmadı sanırım :)
YanıtlaSil