8 Ekim 2014 Çarşamba

Günden Kalan...



Bir dokunuştur, günlerin gerisinde bıraktığımız. Yeni bir soluktur kitaplara dokunmak.. Kütüphanenin havasını solumak ve o atmosferde yoğunlaşabilmek iç dünyana… Keşfe çıkarım en onulmaz zamanlarımın sessiz çığlıklarında…. Gördüklerim, kendini yenileyen bir serüvenciye göz kırpar….

‘ Benim için yazar olmak insanın içinde gizli ikinci kişiyi yapan alemi sabırla yıllarca uğraşarak keşfetmesidir: Yazı deyince önce romanlar, şiirler, edebiyat geleneği değil, bir odaya kapanıp, masaya oturup, tek başına kendi içine dönen ve bu sayede kelimelerle yeni bir alem kuran insan gelir gözümün önüne.’ –s.11-

‘ Biz yazarların taşları kelimelerdir. Onları elleyerek, birbirleriyle ilişkilerini hissederek, bazen uzaktan bakıp seyrederek, bazen parmaklarımızla ve kalemimizin ucuyla sanki onları okşayarak ve ağırlıklarını tartarak, kelimeleri yerleştire yerleştire, yıllarca inatla, sabırla ve umutla yeni dünyalar kurarız.’-s.12-

‘ İster resim olsun ister yazı, aslında hep aynı şeyi yaptığımı düşünüyorum şimdi: Resme ve yazıya beni bağlayan şey şu sıkıcı, boğucu ve umut kırıcı bildik tanıdık dünyadan daha zengin bir ikinci dünyaya sığınma isteğidir. Bu ikinci ve harika dünyayı, ister çocukluk ve gençliğimde olduğu gibi çizgilerle ve renklerle ifade edeyim, ister son otuz yıldır yaptığım gibi kelimelerle kurayım, ince ince düşleyebilmek için her gün bir odada uzun uzun , tek başıma kalmam gerekir.’-s.81.82.-


Orhan Pamuk - Babamın Bavulu

4 yorum:

  1. ben olsam hiç çıkmam oradan,
    kütüphaneleri çok seviyorum ablamla her yaz en uğrak yerimizdi lisede de ders çalışma yeri :)
    keyifle oku kuzum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de öyle düşünüyorum,
      ımm ne güzel başka bir tadı vardır diğmii:)

      Sil
  2. kitap okumak, yazmak... sonuçta bir yaşam biçimi olmalı. Yoksası bir işkence gelir insana...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaşam biçiminin de ötesine geçebilmeli..

      Sil

.

Ad

E-posta *

Mesaj *