Bir dokunuştur,
günlerin gerisinde bıraktığımız. Yeni bir soluktur kitaplara dokunmak..
Kütüphanenin havasını solumak ve o atmosferde yoğunlaşabilmek iç dünyana… Keşfe
çıkarım en onulmaz zamanlarımın sessiz çığlıklarında…. Gördüklerim, kendini
yenileyen bir serüvenciye göz kırpar….
‘ Benim için yazar olmak insanın içinde gizli ikinci kişiyi
yapan alemi sabırla yıllarca uğraşarak keşfetmesidir: Yazı deyince önce
romanlar, şiirler, edebiyat geleneği değil, bir odaya kapanıp, masaya oturup,
tek başına kendi içine dönen ve bu sayede kelimelerle yeni bir alem kuran insan
gelir gözümün önüne.’ –s.11-
‘ Biz yazarların taşları kelimelerdir. Onları elleyerek,
birbirleriyle ilişkilerini hissederek, bazen uzaktan bakıp seyrederek, bazen
parmaklarımızla ve kalemimizin ucuyla sanki onları okşayarak ve ağırlıklarını tartarak,
kelimeleri yerleştire yerleştire, yıllarca inatla, sabırla ve umutla yeni
dünyalar kurarız.’-s.12-
‘ İster resim olsun ister yazı, aslında hep aynı şeyi
yaptığımı düşünüyorum şimdi: Resme ve yazıya beni bağlayan şey şu sıkıcı,
boğucu ve umut kırıcı bildik tanıdık dünyadan daha zengin bir ikinci dünyaya
sığınma isteğidir. Bu ikinci ve harika dünyayı, ister çocukluk ve gençliğimde
olduğu gibi çizgilerle ve renklerle ifade edeyim, ister son otuz yıldır
yaptığım gibi kelimelerle kurayım, ince ince düşleyebilmek için her gün bir
odada uzun uzun , tek başıma kalmam gerekir.’-s.81.82.-
Orhan Pamuk - Babamın
Bavulu
ben olsam hiç çıkmam oradan,
YanıtlaSilkütüphaneleri çok seviyorum ablamla her yaz en uğrak yerimizdi lisede de ders çalışma yeri :)
keyifle oku kuzum :)
ben de öyle düşünüyorum,
Silımm ne güzel başka bir tadı vardır diğmii:)
kitap okumak, yazmak... sonuçta bir yaşam biçimi olmalı. Yoksası bir işkence gelir insana...
YanıtlaSilyaşam biçiminin de ötesine geçebilmeli..
Sil