Saygıdeğer hocamızın kitapları konulara farklı açılardan
bakabilmemi sağladı. Okurken birçok not aldım ve tekrardan okumam gerektiğine
inanıyorum. Hani bazı kitaplar vardır bir defa ile sınırlı kalmasını istemez
tekrar okumak istersiniz.
Her hafta felsefe dersinin gelmesini
sabırsızlıkla beklerken ders çıkışı zihnimizin ufuklarını açan hocamıza tüm
arkadaşlarımız adına bizleri aydınlattığı için teşekkür ediyorum J
Derste hiçbir derste olmadığı kadar eleştirilerde bulunmamız ve zihnimizi
zorlamamız bizlere birçok şeyin kapısını aralıyor..
Türkiye Yazarlar Birliği’nin düzenlemiş olduğu 2014 Yılı
Yılın Yazarı, Fikir Adamı ve Sanatçıları Ödüllerinde Araştırma dalında
“Mevlana’da Aşk ve Varoluş” kitabıyla yılın araştırma ödülüne layık görülen
hocamızı tebrik ediyor ve devamını diliyoruz kıymetli hocamız J
David Hume ve Din
Felsefesi’nden…
‘’ David Hume, neredeyse bütün yazı hayatı boyunca din ile
ilgilenmiş ve doğrudan dine ilişkin iki mustakil eseri olmasına rağmen
Türkiye’de yazılmış felsefe tarihi çalışmalarında ve ders kitaplarında Hume’un
dine ve Tanrı’ya ilişkin düşünceleri hak ettiği yeri alamamış, daha çok
deneyciliğini ortaya koyan ilk dönem eserleri Hume için referans kaynağı
olmuştur.’’
‘’ Zihin aşağı olandan yüce olana yavaş yavaş yükselir.
Basit olandan soyutlama yoluyla bir mükemmellik düşüncesi oluşturulur.’’
‘’ Hume, batıl inanç ve bağnazlığın açık bir düşmanıdır aynı
zamanda inancı ‘canlı bir düşünce’ olarak tanımlamıştır.’’
‘’ Akıl yürütme ve kanıtlamadan çok, bir belagatli konuşma
yeteneği ve güçlü bir hitap daha etkilidir. Çünkü herkesin içinde hissettiği
şeyi kanıtlamaya ne gerek var ki? Eğer mümkün ise bize bunu daha içten
duyarlılıkla hissettirilmesi gereklidir.’’
‘’ Hume’ un ‘sürekli
mucize’ dediği şeye Kierkegaard ‘paradoks’
demektedir.’’
‘’ Hume, Tanrı’nın bazı sıfatlarını kabul etmektedir.
Tanrı’nın görünmez, birlik, sonsuzluk, basitlik ve ruhsallık gibi sıfatları
onun kabul ettiği bazı sıfatlardır.’’
Tarih Felsefesi’nden..
‘’ Hegel’de Dünya
Tarihi’nin amacı Ruhun özgürleşmesidir. Devletler ve uluslar bunun aracıdır.
Bireyin özgürlüklerinden ve tutkularından çok toplumun ve giderek bütün
insanlığın özgürlüğü önemlidir. Devletin amacı yurttaşların kişisel çıkarları
ile uyum içinde olmalıdır. Eğer bir devlet bu özelliği taşıyorsa iyi kurulmuş
demektir.’’-s.68-
‘’ Marx’a göre tarihsel olayları anlamak için onların salt
tarihsel verilerine sahip olmak yeterli değildir, onların arkasındaki ekonomik
sebepleri de bilmek gerekir.’’-s.69-
‘’ Nietzsche tarihi 3e ayırır:
Anıtsal tarih :
bir şeylere erişmeye çalışmak bakımından tarihçilik yapmak
Eskiyi koruyucu
tarih: Koruyan ve saygı duyan kimseler bakımından tarihçilik: geriye
yönelmiş sevgi der Nietzsche.
Eleştirici tarih:
Acı çeken ve kurtuluşa gerek duyan tarihçilik.’’-s.74-
‘’ Nietzsche, birey için geçmişe takılmanın orda kalmanın
mutluluğu engellediğini ve giderek insanı yok ettiğini söyler. Ve bununla
beraber toplumlardan da tarihe aşırı takılıp kalan toplumların giderek yok
olmak zorunda kalacağını söyler. Nietzsche, bir sınırdan da söz eder o sınır
aşılınca ulus için yok olma tehlikesi başlamış demektir. Bu sınırı plastik güç
ifadesiyle tanımlar. Plastik güç, geçmiş ve yabancı olanın biçimini değiştiren,
ona yeniden biçim veren , yaraları iyileştiren, yitirileni yerine koyan,
kırılan biçimlere kendi içinden yeni bir biçim veren güç.’’-s.73-
ne güzel hocaların var merak ettim kitabını..:)
YanıtlaSilmerak edilecek kadar var kitapları değerli hocamızın, okunmalı :)
Sil