'' Taş merdivenleri ağır ağır çıktım, bunu ben böyle yaptım
Eski taş merdivenleri. Yanımdan bir sürü adam
Geçti ve kolayca gittiler
Müzik aletleri renginde ve pırıl pırıl gittiler
Yanan güneşin altında
Onlar ki.. onlara benzer şeyleri ben çok gördüm
Ve onlar bir zamanı tamamladılar, öyle yaptılar
Ve sordum
Yakup daha başka nasıl bir Yakup olsun
Ve onlar daha başka nasıl bir onlar olsunlar ki
Yakup ve onlar nasıl olsunlar. İşte ben taş merdivenleri
Kurbağalara bağlayan taş merdivenleri
Durmadan kendimle karıştırıyordum
Kimse beni tutup çıkarmıyordu
Vıcık vıcık taşlar duyuyordum ayaklarımın altında
Anlamsız, yapışkan bir yığın taşlar
Yoruldum! bunu sanki biri söyledi
Yakubun biri
Ara katta bir pencerenin önüne ancak gelebildim
Kendime bir isim düşünerek
Birden ki bir isim düşünerek kendime. Hayır bu kimse değil
Ancak gelebildim..
Ve demek ki benim odamda hiç kimseler yoktur
Odamın
düşünülmesi halinde bile
Kimseler
yoktur
Biri sanki
çarşıya çıkmıştır sürekli bir biçimde
Ve biraz da
çarşılar
Ve durmadan
satılan o kırık dökükler bitmez ki
Bitmesin
Çünkü bir
gün bir boy aynası satın almak istiyorum ben
Kirli ve
eski
Bir at
arabasının aynaya doğru büyüyen içinde
Onu ben
taşıtmak istiyorum, caddelerin
İntiharlara
doğru büyüyen içinde
Ben, yani
Yakup
Kurbağalara
bakmaktan geliyorum işte
Açgözlü, mor
kurbağalara
Akşama doğru
bir dilim ekmek yiyeceğim belki
Bir bardak
da süt içeceğim. Sonra
Bir güzel
uyumak istiyorum, bütün gün çok yoruldum
Ben
Gözlükten,
taş hamurdan ve çarşaflardan
Ve biraz hiç
çağrılmamaktan yapılmış Yakup
Uyumak
istiyorum.
Ve sabah
bunları bir bir kendime anlatacağım
Yakubun gene
bir yokluğa doğru büyüyen içinde.''
-edip cansever-
Elsa uzakta bi vaha gibisin
YanıtlaSilErişilmeyen ama görünen ufuk gibi
Rimbaud dizelerindeki o asi ruh o şeytancası mutluluk gibi
cansever'in şiirleri bir başka..
YanıtlaSil