4 Ağustos 2015 Salı

Sabahattin Ali - Değirmen


‘ çünkü içten duyulan şeyler hep yanlış anlaşılır.’-s.40-

‘ çünkü, azlıkta kalanlar çok olanlara nedense tepeden bakarlar.’-s.41-

‘.. burada seni sıkan halk, muhit değil kendi mevkiindir; sen efendi olmak kabiliyetinde değilsin.. sen nizam, bunun gibi kayıtlara tabi olmayacak kadar serserisin… muayyen bir daire, muayyen bir ikametgah seni sıkar, sana her gün değişen bir yatak lazımdır.. ne yazık ki bunları daha şimdi anlayabiliyorsun. Artık yapacağın, mukadderin olan yaşayışa avdettir. Bunun içinde evvela başından melon şapkayı sırtından kolalı gömleği çıkarmalı, siyah fanilanla tam bir uçarı olmalısın. Göreceksin ki hayatın zevki değişikliktedir… ama öyle elbise değiştirir kadar basit olanlarından değil, hayatında yeni bir istikamet verecek kadar büyük tenevvülerde ( çeşitliliklerde ).’-s.120-


‘  seni gördüğü zaman zalimce başını çeviren mağrur bir dilberin kapısı önünde ve ay ışığı altında sabaha kadar dolaşmak, bunu candan arkadaşlara ağlayarak anlatmak – söz aramızda- gene hoş şeydir. Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir.’-s.23-

2 yorum:

  1. Ayran adlı bi öyküsü vardı sanıyorum bu kitapta değildi o,aklıma geldi ansızın,şair olmak güzel ya

    YanıtlaSil

.

Ad

E-posta *

Mesaj *