Açılır
kapılar geceye, süzülür kederler kahve telvelerinden.. Tutulur soluklar güz
mevsiminde, kumaştaki karelerin her birine kıpırdanışlarını sunar buz tutan nefesler.. açılır kalplerde büyüyen
izler.. Buruşan kaderler miydi yoksa kesişen düzenbaz yoklayışlar mı? Acıya
ramak kala yere çöküyor bütün güvercinler.. Bir annenin yakarışı dilleri lal
eder, kulakları sağır… Oysa maviydi gökyüzü, güvercinler kanat çırpmak için
yarışırdı birbiriyle.
Kağıtların sarardığı bir günde ayyuka çıkan laleler
ellerimden tutar. İz düşümdeki eğriler yoğunlaşır, kendini sabaha hazırlar
valizler. Bir çantanın gizli bölmesinde saklıdır değişmekten ürken güvercinler.
Anneme okuduğum yazıda aynı satırlarda gülümsedik ve gözlerimiz doldu.. Bir
film karesinde gözlerime konuk olan gök kuşağı.. Dakikaların yeryüzüne yansıması
dakik kılıyor monotonlaşan çizgileri.
Kendine has duruşuyla misafir kabul ediyor kelebekler. Yoldan çeviriyor tüm
sakladıklarını..
Hayata renk katan güzellikleri dile getirmişsin hep sevgili Elsa; Güvercinler, gök kuşağı, kelebekler, mavilikler... Nasıl oldun diye soracaktım, anladım ki iyileşme yolundasın.Lütfen kendine dikkat et.
YanıtlaSilSevgiler.
Çok teşekkür ederim merak ettiğiniz için, gayet iyiyim cuma günü karneleri veriyoruz sevgili öğrencilerimize böylelikle bir dönemi bitirmiş olduk :)
SilSevgiler..
Yine cümlelerin yüreğe dokunması Elsa...
YanıtlaSilAynen yarın karnelerle bir döneme daha veda ediyoruz... :))
Teşekkür ederim Serkan.
SilEvett bir dönemi kapatmış bulunuyoruz :))